Yaş : 28
Kayıt tarihi : 04/04/08
Mesaj Sayısı : 2129
Nerden :
Konu: Ahmet Arif Ptsi Haz. 02, 2008 3:36 pm
<
Türk şairi Ahmet Arif 1968 'deki " Hasretinden Prangalar Eskittim " adlı şiir kitabıyla geniş bir okur kitlesine ulaşmıştır.
1927 'de doğan Arif, doğu aşiret törelerinin içinde büyüdü.Ortaöğretimini Diyarbakır Lisesinde tamamlayıp, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümü nde bir süre eğitim gördü. 1950 yılında TCK'nın 141.maddeye aykırı görülen siyasi görüş ve eylemleri nedeniyle iki kez tutuklandı ve öğrenimi yarıda kaldı.Serbest kaldıktan sonra Ankara'da düzeltmenlik, teknik sekreterlik ve gazetecilik yaptı. Ahmet Arif şiire lise sıralarında Ahmet Haşim , Ahmet Hamdi Tanpınar , Sıtkı Tarancı gibi şairlerin etkisinde kalarak birtakım denemelerle başladı.Bir süre sonra acemice yazılmış olan bu şiirlerin şiir olmadığına, gerçek şiirin bu kadar kolay yazılmaması gerektiğine karar verdi. 1944-48 yılları arasında İnkılapçı Gençlik ve Meydan dergilerinde yayımlamaya başladığı şiirleriyle adını duyurdu.1950'den sonra dergilerde Seçilmiş Hikayeler,Yeryüzü ,Beraber ,Yeni Ufuklar ,Kaynaklar adlı şiirleri seyrekte olsa yayımlandı.Ardından uzun bir süre siyasal baskılar nedeniyle şiirleri yayımlanamadı. 1968 yılında çıkan tek şiir kitabı " Hasretinden Prangalar Eskittim " Türkiye'de en çok basılan ve okunan şiir kitaplarından oldu ve şaire haklı bir ün kazandırdı. Ölümünden sonra " Kalbim Dinamit Kuyusu " adlı bir şiir kitabının daha olduğu yada kitaplaşmamış şiirlerinin bu adla basılacağı söylenmişse de böyle bir kitap henüz yayımlanmadı. Ahmet Arif ilk şiirlerini ortaya çıkardığı sıralarda Orhan Veli ve arkadaşlarının şiir anlayışı ön plandaydı, diğer yandan başka bir grupta Nazım Hikmet'in çizgisinden bir şiir geliştiriyordu. Nazım Hikmet'in açtığı yoldan yürümeyi tercih eden Arif, ondan aldığı şiirselliği, bir anadolu özlemiyle geliştirdi. Birbirini izleyen kısa, vurucu dizeler, yinelemeler, bölümlemeler şiirine hem özü yansıtan bir ritim kazandırdı hem de imgelerini güçlendirdi.Ama onda ritim sese değil söze dayandığından daha derinlere inerek büyük bir lirizmin kaynağı oldu. Bunun yanı sıra Ahmet Arif'in birçok şiiri bestelendi, çeşitli müzik anlayışıyla değerlendirildi.